Dijital pazarlamada hedefteki insanları etkilemek için kullanılan tekniklerden biri olan “hikayeleştirme” (story telling) artık neredeyse bütün markaların pazarlama faaliyetlerinde en çok önem verdiği noktalardan biri oldu. Hikayeleştirme de amaç, özellikle video pazarlama ile izleyicinin üründen çok hikayeye odaklanmasını sağlamaktır. Böylece ürün pasif olarak izleyiciye sevdirilmekte ve satış oranlarının da arttırılması sağlanmaktadır. Burada asıl olan insanların gündelik yaşamda karşılaştıkları olaylara, sorunlara veya duygularına tercüman olarak, kampanyaların kısa zamanda daha büyük kitlelere ulaşmasını sağlamaktır. Özellikle viral reklamlarla beraber yayılımı hızlanan bu teknikle, markalar hedef kitlesi haricinde de ilgi odağı olmayı ve akılda kalmayı başarabilmektedir. 

 

 Yapılan araştırmalar da dijital kampanyaların kitleler üzerinde büyük etkiler yarattığını kanıtlamış durumdadır. Öyle ki insanlar çocukluktan itibaren hikayelerle büyüdüğü için bunları dinlemeyi sevmektedir. Hikayeler de dinledikleri olaylar, kişisel deneyimlerine dokunduğu için insanların aklında daha kalıcı olmakta ve özdeşleştirme duygusunu geliştirmektedir. Hal böyle olunca da kendini marka ile özdeşleştiren kişilerde fark edemedikleri bir marka sadakati oluşmaktadır. Tabi, bunun sonucu da satışlara pozitif olarak yansımaktadır. Peki, biz markamızı ya da ürünümüzü nasıl hikayeleştirebiliriz?

 

 Hikayeye başlamadan önce şunları bilmelisiniz. Sadece iyi bir hikayenizin olması yeterli değildir. Hikayenin dili de en az hikaye kadar önemlidir. Hikayenin markanın hedefleri ile uyumlu olması gerekmektedir. Hikaye ürünü geri planda bırakırsa çok fazla kişiyle etkileşime girse dahi hedefe ulaşamaz. Unutmamalısınız ki sizin hikayeleştirmede ki amacınız hedef kitleye sadece güzel bir hikaye dinletmek değil; hikaye anlatımı yoluyla markanın hedefine ulaşmasını sağlamaktır. Yani hikayenin asıl amacının satış artırmak ve tanıtım yapmak için bir araç olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

 

 Sonrasında marka veya ürününüz için bir konu belirleyin ve insanlarda ne tür bir etki yaratmasını istediğinize karar verin. Duygulandırmak, güldürmek, heyecanlandırmak veya şaşırtmak gibi birçok histen, hedef kitlenizi etkileyebilecek bir ifade şeklini seçin. Sonra bu ifade şeklinin etrafında hikayeyi kurgulayıp, ürün veya hizmetinizin ön plana çıkarmak istediğiniz özellikleriyle hikayenizi oluşturun. Kurgunun doğal ve insanların ilgisini çekebilecek bir şekilde olması bu noktada önem taşıyor.

 

 Duygulara hitap ederken, tanıtımınızı bir trajediye dönüştürmeyin. İnsanları üzerek veya kızdırarak hissettirdikleriniz, onlara duygusal anlar yaşattığınız anlamına gelmez. Bu nedenle büyük acılar, korkunç kayıplara değinmek yerine; konuları biraz daha yumuşatarak ele almanız, aynı zamanda tepki çekme riskinizi de ortadan kaldıracaktır.

 

 Hikayenizi kişiselleştirin. Şüphesiz ki markanızın çok geniş kitlelerce kullanılmasını istersiniz. Ancak, bunu yaparken sıradanlaşmamak da gereklidir. Çünkü her kesimin markası olmak, sıradan olmayı da beraberinde getirebilir. Tanıtım çerçevesinde, tüketicinin ürün veya hizmeti satın alması için bir neden belirlemek son derece önemlidir. Örneğin “daha güzel olmak isteyen kadınlar için”, “daha güçlü dişler için…”, “süper kahraman olmak isteyen çocuklar için…” gibi bir his uyandırmak geniş kitlelere marka imajınızdan ödün vermeden seslenmenizi sağlayacaktır.

 

 Uzayıp giden videolar ya da uzun metinler özellikle duygusal yoğunluğu yüksekse, sıkıcı bulunabilir. Anlatmak istediğiniz konu, ne kadar başarılı olursa olsun izleyici 10-15 dakika boyunca o videoyu izlemekten keyif almayabilir. Dolayısıyla hikayenizi, vermek istediğiniz duyguyu tadında bırakarak, hatta sonraki tanıtımlarınızın dört gözle beklenmesini sağlayacak kısalıkta tutmanızda fayda vardır.

 

Tüm bunların yanı sıra bilmelisiniz ki dijital hikaye anlatımında çok hızlı bir dönüşüm alamazsınız. Bu hedef kitleye yapılan uzun vadeli bir yatırımdır. Yine de hikaye anlatımı hedef kitlenin kendi deneyimlerine atıfta bulunacağı için en iyi iletişim kurma yöntemlerinden biridir. Hikayeler markanın güvenilirliğini artırmanın yanı sıra markanın kişileştirilmesine de yardımcı olacaktır. Hikayenizin sonuçlarını değerlendirerek hedef kitlenizin ilgisini çeken bölümler üzerine ağırlık vererek hikayenizi geliştirebilir ve daha yüksek dönüşüm oranları elde edebilirsiniz.